Eylül
Deneyim,  Kişisel Gelişim

Mehmet Rauf – Eylül Romanından Altını Çizdiğim 10 Alıntı

Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak kabul edilen ”Eylül” romanından altını çizdiğim 10 alıntıyı bu yazıda sizinle de paylaşmak istedim.

Bir gün kendisinin de ölme ihtimalini, dünyada üç saniyelik bir misafir olduğunu, bu misafirliğin böyle dertli ve acı şeylerle berbat edilmesinin ne kadar yazık ve zahmete değmez sıkıntıları bulunduğunu düşündü.

Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan kalpleri, birbirine bağlılığın ne demek olduğunu o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum.

Eylül! Öyle bir ay ki, geçen her güzel günü için ona minnettar olmak gerekir; içine birkaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, o güzel havaların, sürekli yazın artık nasıl geçmiş, yalnızca bir mazi olmuş olduğunu hissettiren bir esef ve özlem ayıdır.

Ben dünyada senden başka hangi kadını alsaydım, hiçbirisiyle senin gibi olmayacaktım; senin gibi böyle samimi, ruhuma kadar, böyle canıma kadar samimi.

Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rast gelmiyorum… Öyle bir şey var ki, bütün endişelerim senin yanında yok oluyor, ruhuma bir şifa, bir rahatlık geliyor.

Bu bakış, dünyada böyle bakışlar da var… Ah, sadece bana ait böyle bir bakış, sadece bana yönelen bir yüz.

Birbirlerini ve kendilerini yorgun olmakla aldatarak üzüntülerini gizlerlerdi.

Suç olarak gördüğü şeyi, kendisinde hak olarak görüyordu.

O güldükçe bir şey beni tırmalıyor gibi geliyor.

Onu görmemiş, sevmemiş olsaydı hayatın, mutluluğun ne olduğunu bilmemiş olacağını görüyordu.

Ebru Bektaşoğlu

 
 
 
       

Facebook Yorumları

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir