beyaz zambaklar ülkesinde
Deneyim,  Kişisel Gelişim

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Kitabından 20 Etkileyici Alıntı

Yeni bir alıntı paylaşımı yazısından daha herkese merhabalar. Bugün Ankara’da kapalı bir hava söz konusu ama pazar günü olmasından dolayı içimde bir mutluluk var. Bu hafta Grigory Petrov‘un ”Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı kitabını ikinci kez okuyup bitirdim. Ben bu kitabı ilk olarak üniversitede okumuştum. Öyle güzel bir kitap ki bu kitabı bitirdiğinizde yeniden okumak isteyeceksiniz. Her sayfası; altı çizilecek, ders niteliğinde cümlelerden oluşuyor.

Dünya klasikleri arasında yer alan bu kitap, uzun yıllar farklı ülkelerin egemenliğinde yaşamış bir toplumun kendi ayakları üzerinde kalkınmasını konu ediniyor. Grigory Petrov; eserinde ülkenin ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma kadar birçok farklı alandaki gelişimini ele alıyor. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de başucu kitaplarından olan ”Beyaz Zambaklar Ülkesinde” kitabından derlediğim yirmi alıntıyı bu yazıda sizinle de paylaşmak istedim.

Kadın ya da erkek, genç veya ihtiyar, şehirli ya da köylü, zihinsel emekle yahut el emeğiyle çalışan olsun hiç fark etmez, herkes ülkesini düşünmek zorundadır.

-Halk nasılsa baştakiler de her zaman öyle olacaktır. Zaten bu yüzden eskiler, her halkın hak ettiği şekilde yönetileceğini söylemişlerdir.

-İnsan hiçbir şey karşısında, hiçbir zaman düşmemeli, yere kapanmamalıdır.

-Finlandiyalılar, ”Okul bizim temel zenginliğimizdir,” diyor.

-”Aydın olmak, ütülü efendi kıyafetleri giymek yahut modaya uygun şapka takmak değildir. Aydın olmak, toplumun beyni olmak demektir. Toplum, sizi iyi bir eğitim gördükten sonra yüksek bir maaş alıp, akşamları gazinolarda takılarak kağıt veya domino oynayın diye yetiştirmemiştir.

-Kendi dilinizin ve arkadaşlarınızın kulaklarının temizliğine önem verin. Küfür etmek, akıl ve genel ahlaki kültürsüzlüğün bir belirtisidir. Kahramanlık sergilemek istiyorsanız, bunun için daha asil ve güzel yollar bulun: Spor yapın. Suda güzelce yüzmeyi ve uzun süre kalmayı öğrenin. Kolayca güreşmeyi, yükseklikten uzağa atlamayı öğrenin. Şarkı söylemeyi, herhangi bir enstrüman çalmayı öğrenin. Güzelce dans etmeyi öğrenin. Toplum içinde düzgün davranmayı öğrenin. İyi bir sohbet arkadaşı olmaya çalışın.

-Ben size Sokrates ya da Herkül’ün kafaları arasında seçim yapmanızı önermiyorum. Size tavsiyem şu ki, boğa bacaklar peşinde koşarken Sokrates’in kafasını da unutmayın.

-Gözünüz yüksekte olsun!

-”Gençleri değil, kendinizi suçlayın. Gençler sizin terbiye ettiğiniz gibidir. Onları nasıl yetiştiriyorsunuz? Yetiştirmiyorsunuz! Anneler ev işleriyle meşgul: mutfak, alışveriş, temizlik, çamaşır. Babalarsa memurluk, ticaret ve diğer işlerle. Akşamları da meyhane ve kulüplerde oturup kağıt oynuyorlar. Çocuklarla hiçbir zaman ilgilenmiyorlar, buna zamanları yok, ayrıca çocuklarla uğraşmak onlar için zor ve sıkıcıdır.

-Ben daha ebeveynlerin çocukların gözü önünde kaba ve aşağılık bir şekilde kavga etmelerinden, birbirlerini kırmak için çocuklarına hitaben sarf ettikleri sözlerden bahsetmedim bile: ‘Çocuklar, nasıl bir babanız var, görün!’ ‘Annenizin nasıl bir kadın olduğuna bakın!’

-Uyanın. Halkınızı kurtarmak için çalışmaya başlayın.

-Kitaplar körlerin gözünü açar. Manevi olarak tamamen aptallaşmış her insanın yüzünde utancın rengini ortaya çıkarır.

-Ne acıdır ki kendi kemerlerini oldukça geniş tutan yöneticiler, halkın kemerini sıktıkça sıkarlar.

-Okulun temel görevi öğrencilerin bilimi anlamaları ve ona değer vermelerini sağlamaktır. Fakat okul bu görevini yerine getiremiyor.

-Okumuşların hepsi ulusal zekâyı geliştirmek, ulusal vicdanı uyandırmak, ulusal iradeyi güçlendirmek zorundadır.

-Çocukların önünde onların size saygı duyacakları ve sizi, sahip olduğunuz erdemler sayesinde sevebilecekleri gibi davranın.

-Yolunuza engeller çıkacak, başarısızlıklar olacak, düşmanlarınız, yaptığınız işe karşı gelenler bazen zafer elde edecekler, ama siz sönmeyin. Ümitsizliğe kapılmayın! Hiçbir zaman ellerinizi indirerek vazgeçmeyin!

-Meşhur bir atasözü vardır: “Yeni toplumlar, kendileriyle birlikte yeni şarkılar getirir.” Gün geçtikçe insan nesilleri değişiyor, yenileniyor.

-Halka nasıl çalışmak gerektiğini öğretin. Halkı disiplin ve düzen ile çalışmaya alıştırın. Kendisinin ve başkalarının haklarına saygılı olmayı öğretin.

-Herkes hayattan mümkün olduğu kadar fazlasını almaya çalışırken, hayata da bir şeyler katmak gerektiğini düşünen yok. 

Ebru Bektaşoğlu

 
 
 
       

Facebook Yorumları

2 Yorum

  • Adem

    Ebru Hanım ellerinize yüreğinize sağlık. Yaptığınız gibi tekrar tekrar okunması gereken bir eser. Baş ucu kitabı niteliğinde. Atatürk’ün neden çok sevdiğini her satırda insan hissediyor. Birçok kavram ve değerin sorgulanmasına neden oluyor. Araştırma yapmanıza bayıldım. Sağlıcakla kitapla kalın. 🙂

Adem için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir