ses
Deneyim,  Kişisel Gelişim

Sabahattin Ali’nin Son Öykü Kitabı Ses’ten Yüreğime Dokunan 9 Alıntı

Herkese yeni bir yazıdan merhabalar. Epeydir bloğa yazı yüklemiyordum. Bu süre zarfında merak edip mesaj atan herkese çok teşekkür ediyorum.

Instagram‘dan takip edenler bilir, memleketime gittim. Yaşadığım telaşe ve yoğunluğa bağlı olarak burayı biraz ihmal ettim. Ama Ankara’ya döner dönmez de hemen okuduğum son kitaptan altını çizdiğim alıntıları sizinle de paylaşmak için bilgisayarımın başına geçtim.

Ses, Sabahattin Ali’nin 1937 tarihli son öykü kitabıdır. Yazarın 1936 ile 1937 yılları arasında yazdığı hikâyeleri içermektedir. Bir solukta bitirebileceğiniz bir öykü kitabı. 67 sayfadan oluşuyor. Bu kitapta Sabahattin Ali’nin gözlem yeteneğine ve duygu yüklü kalemine bir kez daha hayran kaldım.

Kitabı bugün itibariyle bitirdim ve okurken beni duygulandıran alıntıları okumanız için sizinle de paylaşmak istedim.

-Yol amelesinin çadırı tarafından gelen saz sesi, ustaca çalınan bir meyandan sonra, susar gibi oldu ve bir erkek sesi o zamana kadar duymadığımız fakat bize yabancı da gelmeyen bir halk şarkısı söylemeye başladı:

Döndüm daldan kopan kuru yaprağa

Seher yeli, dağıt beni, kır beni;

Götür tozlarımı burdan uzağa

Yarin çıplak ayağına sür beni…

-Ömrümde hiçbir insan yüzü, hiçbir ağlayış bana bu kadar acı, bu kadar manalı görünmemişti.

-Biz de sizin gibi köylüyüz, aslımız köylüdür. Hepimiz biriz demek istiyorum.

-Ben mühendisim, senin için çalışıyorum, sen köylüsün, benim için çalışıyorsun. Birbirimizle anlaşmazsak olur mu ya…

-Biraz evvelki sözlerinde mevzubahis ettiği kardeşliğe rağmen, çobanla kendisi arasındaki büyük farkı vazıh olarak görüyor, dişlerinin arasından, ”Adam olmaz bu sersemler!” diye mırıldanıyordu.

-Bu yüzde, şimdiye kadar hiçbir insanda rastlamadığı bir alakanın izleri, bir kardeş, bir ana, bir sevgili alakasının ifadesi vardı.

-Biliyor musunuz. Bir dakika, hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.

-Yalnız aramızdaki bu kahredici uzaklık bir parça azalsın.

-Fakat bir kere bile, efendi, onu bir kere bile başka bir erkekle görmedim. Beni asıl berbat eden bu… Onun beni sevdiğini, hala beni sevdiğini, deli gibi beni sevdiğini, benden başkasını asla sevemeyeceğini bilmek…

Ebru Bektaşoğlu

 
 
 
       

Facebook Yorumları

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir